Avşa’nın ilk yerli halkı hakkındaki bilgiler coğrafyacı Strabon ve tarihçi Plinius’un kitaplarında yazmaktadır. Toprak durumu bakımından zengin olmamış, tarih boyunca çevresindeki hakim gücün etkisinde kalmıştır.
Hristiyan din adamları için sürgün yeri olarak kullanılmış ve Ortaçağ süresince boş kalmıştır. Bu zamana kadar çok tarihi eser kalmamasına rağmen adanın manastır mevkiinde Hristiyan din adamlarının ibadetlerini gerçekleştirdiği kilisenin temelleri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti döneminde adada Rum, Yahudi ve Türkler vardı. Rumlar ve Yahudiler şu anki Avşa tarafında, Türkler ise Yiğitler Köyü’nde yaşamaktaydı.
Avşa Adası tarihi içerisinde yüzyıllar içinde değişerek gelen birçok ismi vardır. Kyzikos’lu Diogenes, Propontis adalarını anlatırken Ofiousa ile Fisia’yı birbirinden ayırmıştır. Plinius bu adaya Ophiussa der. Bizans tarihinde ise adanın ismi Afousia’dır. La Mottraye 17.yy başında, adaya buradaki Meryem Ana Manastırı nedeniyle Pnagia adı verildiğinden bahseder.
Marmara Adalarında tarihi incelemeler yapan Gedeon’a, Patrikhane tarafından verilen 1892 tarihli vasiyetnamede ise, adanın ismi Aosia şeklinde yazılmıştır. Rumlar adayı terketmeden önce ise Afissia ismini kullanmışlardır. Ada’nın ismi daha sonraki zamanlarda Araplar Adası olarak da anılmıştır.
Yakın zamanlarda Avşa Adası’nın resmi adı Türkeli olmuştur. Daha sonraları günümüzde adanın tarihi isminin Türkçeleştirilmiş şekli olan Avşa kullanılmaya başlanmıştır.